Çok Yararlı İşler Bunlar

Gecenin tam yarısı...


Evden çıkmadan, zaten çıkmak da istemeden yaşamın sonucu, neticede sosyal bir canavar* olan insan kişileri,yeni yüzler görmek istiyor.


Bu isteğe bir de kendini tanıma arzusu eklenince ortaya ne çıkıyor?


- Mastörbeyşın,heel yeeeea?
- Yuh!!!


- Taoculuk??
- Çüş


- Msn'den kız kaldırmaca, facebook'ta profil hacklambaç???
- Ohannesburger!!!


Hadi madem bu kadar merakta kaldınız söyleyim barikine.
Benimle hiç alakası olmayan, dünyanın bir ucundaki insanlara bakıp kendimle karşılaştırmak istedim, oturdum myspace'nin başına, dünyanın bir ucusundan bir yerler seçip erkeğidir, kızıdır; evlisidir, bekarısıdır rastgele bakmaya başladım.


"Kiminle tanışmak isterdim" altında yazdıklarıyla profil resimlerinde nasıl gözüktüklerini karşılaştırdım...
Bir de benim tanışmak istediğim ünlülerle kendimi karşılaştırdım.


Ecnebi hatunlar ve er kişilerin, hayalimdeki ünlülerden pek bir farkları yoktu.
Anceliyna Cooli veya ne bileyim Piret Bitt'ten pek de farklı insanlar gibi gelmediler bana.


Sadece Imeerikalılar da değil üstelik.
Cape Town gibi dünyanın en üst noktasındaki şehirde yaşayanlar, Ulan-Batur gibi okyanus ortasında tek başına kalmış bir köyde yaşayanlar, hatta Arkhangelsk gibi gibi çöl kumlarına boğulmuş bir apartmanın sakinleriyne karşılaştırdım kendimi...


Hani bir yer elmasından veya ne bileyim, bir diş fırçasından daha yakışıklı olmama rağmen...


Artık ya asosyalliğin dibine vurdum, ya "İstanbul'a gidicem,pilak neyin çıkarttıracam, menşur olucam" moduna girdim, ya içten içe bi Avrupailik, bir Hawaiilik geldi bana emin değilim ama en çirkini, en göbeklisi, en sivilcelisinden er kişi ve dişi kişiler bile ayrı bir hoş gözüktü gözüme.


Mısır'da benimle yaşıt olan bir kız acaba nelerle ilgileniyor diye bir baktım.
Zevkleri benimle örtüşenleri bulmam zor oldu.
Sorun arama motorundaki kriter azlığından ziyade, benim benliğim, bireysel kişiliğimdi...


Zevkleri tamamen benimkilerle örtüşenleri bir yere topladım.


Sonra içlerinden eleme yaptım, "acaba hangilerinden hoşlanırdım, hangisi bana çekici/yakışıklı gelirdi,acaba tanışsak nasıl şeyler yaşardık" diye düşündüm.


Yabancı dil sorununu aşsam bile işler kendi hayal dünyamda pek iç açıcı yürümedi açıkçası.
Mars'ta halısaha maçı tertip eden insanların yanında, tekerleği keşfetmeye çalışan bir Einstein (Aynştayn diye okunur !) gibi hissettim kendimi.


Amerika'lı bir erkek buldum, yaşıtım, eli yüzü düzgün, arkadaşları efendi tiplere benziyor, ilgi alanları benimkilere yakın.
Otursak bu elemanla, havadan sudan konuşsak, aşk acılarımızı anlatsak, yediğimiz kazıkları, güldüğümüz fıkraları...


Kanadalı hoş bir kız vardı bir de.
İsmi çok şekerdi, daha önce hiç duymadığım bir isim. Adı sanı duyulmadık, Türkiye'de benden başka dinleyeni olmadığını sandığım bir grubun benim gibi deli manyak hayranıymış, gittiği ortamlar klasik "burası mutlu,huzurlu gençlerin mekanıdır" tarzı yerler, koyduğu resimler de çok neşeli, şeker şeker şeylerdi.
Şimdi bu şaheser insanla bir araya gelip güzel birşeyler, hatta güzel pek çok şeyler yaşasak falan.
O kadar çok ortak yanımız var ki...


Bir de tüm bu süper muhteşem ve kansere bile çözüm olan fikirlerimi toplumsal boyuta taşıyıp sosyoloci, antropoloci, pisikoloci gibi bilumum mevye çeşitleriyle birlikte tattığımı düşünelim...


Daha da elim ve vahim olmak üzere;
Ya bu tip düşünceler taşıyan bir başka canavar daha varsa,
Hele de birgün benim resmimi bir yerlerde görüp "acaba bu kişi nelerden hoşlanır,hayattan beklentileri nedir,en sevdiği film, en nefret ettiği ideoloji nedir" diye düşünüyor mudur?


Sırf bunu düşünerek bile tüm bir günü geçirmişliğim vardır.
Ve ard arda gelen yedi adet gün bir adet hafta oluşturmaktadır.


Dünyadaki her insan farklı bir dünya imiş, bir kere daha hatırlamış oldum.
Bir de üçgenin iç açılarının toplamının ömür billah 180 derece olduğunu; bizim evde bile!


-----------------------


-----------------------
*= Canavar, Farsça'da "Can âver" şeklinde okunur ve "Can Taşıyan,Canlı" demektir.

0 Yormuyorum: