Ürüya Kimin Gaçan İller... *

Ezik, bezik, yazık vs vs vs...
Her halükarda çok eğlenceli ve bir o kadar da yalnız bir çocukluk geçirmişim meğersem.


Kaka da dediğimiz ve herşeyi bir yolla ona bağladığımız malum yığıntıya Dada dediğim zamanlarda ablam bana, benim yaşımdakiler için (aslında hala) fazlasıyla profesyonel duran bir org hediye etmişti.
Gerçi şimdi klavye diyoruz kendilerine amma...


Anacağızım ile o yaşımda "Yine Bir Gülnihal"den girer, "Unchain My Heart"dan çıkardık.
O zamanlar Ayçeyn may hart derdim tabii.


Star1 vardı o zamanlar,bazen yabancı klipler çıkardı, öyle öyle tekerleme yollu yabancı şarkı kültürümüz gelişirdi. Joe Cocker amcayla gitar kırardık, Boney M amca gibi Ra Ra Rasputin dansı yapar; zenci vokal hatunlarını abla edinirdik, Modern Talking'ci abilerle Cheri Cheri Lady demeye çalışır, Cherry'nin bir tür vişne olduğunu öğrenirdik.


Yahu ben neden böyle bir ortak kuşak, böyle efendime söyleyim toplumsal "biz"cilik cümleleri kuruyorum ki?
Bireysel bir kişiyim ben!
Halen olduğu gibi o zamanlarda da annem, babam ve benden ibaretti hayatım.
Bırakınız allaseniniz ya...


İlkokulun ilk üç sınıfını hep okul değiştirmekle geçirdiğim için öyle sağlam bir arkadaş ortamım olmadı hiç.
Aslında öyle pek üzmedi de beni bu durum.
Okulda kimseyle sürtüşmüyordum.
Evime dönünce de sevgi dolu yuvam beni beklerdi.


Lakin şu sene sonları yok muydu ah!!!
Kelimenin tam anlamıyla "koyardı" be sevgili okurcular...
Öğretmenlerimiz başımızda deli gibi eğlenirdi herkes, şarkı çalınır söylenir, acemice de olsa kızlı erkekli danslar edilirdi.


Ailem de okula geldiği zamanlar zaten onlar benimle,ben onlarla ilgilenişip giderdik, lakin bir yerden sonra artık özel hayatım olması gerektiğine karar kılındığından mütevellit kazın ayağı da aynı derecede değişti,tabii Çelik de değişti!


Artık utangaçlık kısmını bir yana bırakıyorum ama,
O zamanların en popüler şarkılarında çok prof prof dans ettiğimiz zannıyla yaptığımız tepişmeler, yahut oyuncak ayısını kucaklar gibi kucaklaşarak yapılan dansların biri bile şu bireysel kişiyle gerçekleşemedi.


Belki Cedric adlı elemanın dediği çok doğruydu:
"Sekiz yaşındaysanız hayat çok önemli" idi.
Lakin bir Allah'ın kulu da beni o müzikleri sadece dinlemekten kurtarıp da aynı zaman da dans da edilebileceğini göstermedi. Şarkıların sadece dinlemek için değil, eğlenmek için de kullanılabileceğini gösterenim olmadı.


İşin daha da "ooww may siviitiii" kısmı ise, kiminle bir yakınlık kurmak istesem o kişi yada kuruluşların beni aralarına almak için uğraşmaya tenezzül bile etmemeleriydi.
Artık öğretmenlerim beni altın çocuk ilan etti diye kıskandılar mı bilmiyorum ama her seneyi farklı bir okulda okuyunca köklü bir arkadaşlık kurmaya vakit kalmaması da bir etkendi tabii.


Hasılı,
Dinlemekle yetindiğim müzik denen bu ultrason cihazı, bir zaman sonra benim için bir arkadaş, bir sevgili, ne bileyim böyle elden günden saklanası bir aşk oluverdi benim için.


----------------------------


Ortaokulu bambaşka bir şehirde okudum.
Yaşantısı, kafa ve kafatası yapısı, kanının ve teninin rengi Hitler insanını bile çileden çıkartacak kadar farklı bir şehirdi.


Daha o zamanlarda başladı demekki bu "adı sanı duyulmadık" şarkı arayışım.
Herkesin kendi şarkısı vardı oralarda çünkü.
Bir de yasaktı efendim.
Bir de müzik denen şeyin zaten kendisi de yasaktı.
Bir de şehrin yarısı Taocu, diğer yarısı Maocu, kalan yarısının bir bölü üçünün kare kökünün zıkkımının peki de "mal" tabir ettiğimiz canlı sınıfına tabii idi.


Grup Destan vardı o zamanlar.
Cilveloy nanayda diyorlardı. Nalına da ,mıhına da vuruyorlardı.
Hayretler içerisinde ilk defa "ortak müzik zevki" adında bir arkadaşla tanıştım, o da beni ilk kalp sızımla tanıştırdı.


Zıkkımın peki kat sayısıyla hesapladığım o topluluk yüzünden o da burnumdan geldi velakin...


----------------------------


Lise şeysi var ki bir de,anüwwwdür,aboowwwdur,amaneydir vallahülazim.


Artık kendi şehrime dönmüş oluşum ve yaşımın da öyle pek şehir şehir sürüklenmeye müsait almayışının etkisiyle çok şükür 3 senenin üçünü de bir ahırda geçirebildim.


"Lise gençliği" tabirinin ne menem birşey olduğunu da gördüm ya ölsem de gam yemem.


Yok yok,abazalık değildi demek istediğim!
Herkesin kendini bir halt zannetmesi ve bunun da bir yerlere ilan etme çabasının had safhaya ulaştığı bir dönemde kimse içine kapanık veya dış dünyaya,kendinden olmayana yabancı kalamadığı için benim için bayaa eğlenceli bir dönem oldu bu.


Shaggy'nin öldüğü dedi ve kodusunun çıktığı, Aaliyah'ın ciddi ciddi müteveffa olduğu, İsmail VYZ'nin bizleri Şappur Şuppur öptüğü, Kylie Minogue'nin Slow klibinde "cleavage" görüntüsü bulana yada getirene 100 bin lira verileceği dönemlerdi.


Bir de tüm dünya gençliğinin ortak bir anlaşma imzalamışçasına yaptığı malum "bireysel" eylemlerin ayyuka çıktığı zamanla tam kesişiyordu bu yıllar.


Uyuşturucu niyetine müzik dinlenirdi bu dönemlerde.
Nereden, nasıl öğrenildi bilmiyorum ama bende hit parçalar arşivi olduğu anlaşılmıştı.


Zaten bir şeyden de haberim olsa dişimi kıracam.
3 sene aynı sınıfta okuduğum iki arkadaşım taa o zamanlardan aşıklarmış, geçen sene de evlendiler,ben daha "kardeş kardeşe bakar mı canım,ayıp" modundayım.


Derken hergün istekler, listeler, "Abi Şakeyra yeni cingıl çıkartmış, ne düşünüyorsun"lar, "Üstad, sizce de bu heyvi meedıl camiasına acilen taze kan gerekmiyor mu"lar...
Alnımda Hıncal Uluç yazıyordu çünkü, ilk önce benim bi inceleyip eleştirmem gerekiyordu bu tip şeyleri, evet, hıhı...


Aman yarabbi!!!


Eskiden kendi kendime teselli ettiğim, oyuncak ettiğim, mutluluk kaynağı bellediğim şey nasıl da ödülümü veriyordu bana.


Muydu acaba? Miydi acaba? Acabamıydı ki?


Herkes kendi arkadaş grubunda dinlemeye, kendi sevgilisi ve de sevgilileriyle dans etmeye veyahut benim dinleye dinleye orkestrasyonunu çıkarttığım parçaları sırf elimde bulunsun mantığıyla arşivlemeye devam ediyordu.


Bin kunduz aşkına!
Yine istediğim mutluluğu yakalayamamıştım.


--------------------


Flash back olayını bitirip de günüme döndüğüm zaman da aslında 457 senedir pek birşey değişmediğini görüyorum.


Hem bu sefer annem ve babam da benim bu deli manyak müzik tutkuma yetişebilecek kadar dinç değiller.
Açıkçası yaşadıklarımdan dolayı ben de zevklerimi ailem ve kendimden başkalarıyla paylaşmaya niyetli değilim.


Fark dediğimiz şey bu ise, bu...


Ne mi yapıyorum le le leydizzz en centılmını?


Eskiden dinlediğim ve bayıldığım tüm şarkıları buluyorum.
Bunları da saklıyorum.
Kimseler bilmesin, bir zamanlar benden esirgedikleri zevklere şimdi ortak olmaya hiç ama hiç hakları yok.
Hatta mümkün mertebe müzik düşkünü biri olduğumu da gizliyorum.


Konu, benim bu tutkumun, insanların çok da tenasül organında olup olmaması değil.


Ben kendimi özel hissetmek istiyorum, hissediyorum da hatta.


Bireysel tavrımı koyuyorum belki bir bakıma.
Ve bunu da sedece benim için birşeyler ifade eden,bana değer verdiğine inandığım insanlarla paylaşıyorum.


Bir daha ve bununla birlikte insanlığa düşman, gezegeni ele geçirmeye çalışan halktan dışlanmış bilim adamı gibi bir insan olduğum inancına kapılabilecek bilumum dimağlara sesleniyorum:


"Hısmım feat. mı istiyor benden? Seve seve :)))"


Son olarak ve;
Sevgilerle
(^_^)


--------------------




----------------------------






Ürüya Kimin Gaçan İller: Aklım sıra "Rüya Gibi Uçan Yıllar" demeye çalıştım marjinal olmak adına, çok takılmayınız.

1 Yormuyorum:

Roy Keyron dedi ki...

Sinanım yardırmışsın yine, muhteşem bir yazı ellerine sağlık :)