Kişisel Birey

Hiç bir şeye zorunluluk hissetmediğim, yapmaya zorunlu veya yapmamaya zorunlu olmadığım, en büyük zorluğun rafın üstündeki kavanoza erişmek olduğu o zamanlarıma geri dönsem...

Kimseyi tanımasam, kimse de beni tanımasa.
Sosyal hayat derken, eskisi gibi sırf aynı parkta oynadığımız için hasbel kader tanışıklık yaşadığım o kısa ilişkilere geri dönsem; kimse için birşey ifade etmeye, kimseye de bir ifade yüklemeye gereksinim duymasam.

Diğer insanlardan için aman şöyle yaparsam kırılır mı, aman böyle yaparsam gücenir mi diye kendimi paralayıp kafayı yemenin sınırlarında dolaşmasam.

Aşk keşke o zamanlardaki gibi el tutuşmaktan ibaret olsa.
Duygularımı açıklayabilmek için savaş planları hazırlamaya gerek duymasam veya karşımdaki kişi benim duygularım karşısında Maginot Hattı inşa etmese. Taarruz için ben de arkasından dolaşmaya çalışmak zorunda kalmasam.

Hayattan beklentilerim sadece çizgifilmin zamanında yayınlanması ve akşam anne babam eve geldiklerinde o gün boyunca neler yaptıklarını öğrenebilmek olarak kalsa.

Birilerine birşey ıspatlamak zorunda kalmasam.
Kimse de kendi ıspatlamak için benim sinirlerimi zorlamasa.

Çökmesi iki gün bile sürmeyen ideolojiler yüzünden insanlar beni bencilce yaftalayamasalar...

-----------------------

Gayet mümkün aslında, yani keşkelerle, ah vah'larla hayıflanılacak bir durum yok ortada.

İleride bir gün yalnız başıma kaldığım zaman ağzıma iki lokma yengeç bacağı, küçücük bir tabak altın kaplamalı börek dilimi veya ne bileyim, Beluga havyarı koyabilecek kadar kendi geçimimi sağlamayı başardığım zaman tek amacım eskiye dönüp büyümüş olmanın verdiği sıkıntıları bertaraf etmek olacak.

Hoş, insanı da tüm bunlardan alıkoyan şey geçim derdi değil mi!

-----------------------

Sevgiyle kalın gözünüzü seveyim, bir de aklım sizde kalmasın
(^_^)

-----------------------

0 Yormuyorum: