Katli Vacip Zamanlar...

Şimdi efendim şöyle ki...


İnsanın bir eşref saati vardır, bir de eşşşşşşşek saati vardır derler. Doğrudur, eyvallah..


Herşeyin bir yeri bir zamanı vardır derler, ona da hay hay...


Amma ve lakin, zamanında olması gerekip de olamayanlaradır yakarışım a dostlar.


--------------------------


Emeklemeye başlamadan koşmaya, konuşmayı öğrenmeden gangsta-rap yapmaya, yumurtayı kırmadan omlet yapmak isteyenlere karışmıyorum, herkesin derdi kendine...


Ve fakat neden zamanında olması gereken şeyleri zamanında gerçekleştirememek bu kadar acı oluyor onu da anlayamıyorum!!!


Zaman öldürmeyi bu yüzden çok seviyorum belkide.
İş zamanında işime, eğlence zamanında eğlenceme köstek olan iç ve dış mihraklar yüzünden ne akıl kaldı bende, ne uyku düzeni, ne yaşama hevesi, ne aşk, ne iş, ne para!


Oysa insan çalışacağı zamanı da bilmeli, yeri geldiğinde de eğlenmeli.
En azından kullanma klavuzumuzda yazan bu.
Ama yanlış kullanımdan dolayı servise götürmek mümkün değil.

Dedim ya, zaman öldürmeyi çok seviyorum artık.


Keşke hiç iş güç olmasa, mümkün mertebe kulaklıkla dolaşsam, Otep abla böğürse, Rammstein'cı abiler geceleri ateşi harlasa, sonra yeni filmler indirip, izleyip, ağlaşıp gülüşsem...

Hem zaten, çok sevdiğim bir arkadaşımın dediği gibi:
"Ne olacaaaadı yaa??"

Zamanında aşkın ne olduğunu öğrenemeyip şimdi kıytırık dizelerle güya üstü kapalı ama esasen gayet bariz bir şekilde sevgili arayışına girmeyeceğim de, günde 25 saat dilinden zerre kadar anlamadığım yabancı grupların şarkılarını dinlemeyeceğim de, "ya birgün şu olursa, ya birgün bu olursa, ne süper olur, ne manyak olur, ne a-acayip olur" diye hülyalara dalmayacağım da, ya ne yapacağım he güzelim?

Dersi derste öğrenmek gerektiği, insanı ifrit eden matematik öğretmenlerinin, belki de hayatları boyunca söyledikleri tek doğru söz olabilir!!!



Gerçi hiç birşey için geç değil ama zamanın değerini bilemeyince öyle avucumdan kaçıp gidiyormuş gibi geliyor bazen.


Yoksa niye 22 yaşında olmam, yolun yarısına gelmiş olduğumu düşündürsün ki bana?
Daha yaşım ne başım ne yani?


Bar filozofu Teoman emminin "şimdi ölmek istemem" derken tam olarak neyi kastettiğini daha iyi anlıyorum galiba...


Hayır Azrail geldikten sonra istersen dün ölmek iste, istersen hiç ölmek isteme, zerrece tınmıyor ama işte...


-------------------------


Ekmeğimi, suyumu verse biri; bir de elimdekileri koruyabilmeme garanti verse, ailemin yıllarca zirilyon tane sıkıntı yaşayarak bedelini zaten ödedikleri şeyleri gasp etmeyeceklerine ikna olabilsem... Yeter bana yani, öyle bakımı zor bir yaratık değilimdir...



Acı çekmem gereken zamanlarda işin dışında tutulmaya çalışılmasaydım, mutluluğu en çok hakettiğim zamanlarda dürzünün biri gelip babamın canına, annemin onuruna, benim bir damlacık kalbime kastetmeseydi...


Belki şimdi hiçbir suçu günahı olmayan zamanı katletmek için bu kadar çok hevesli olmayacaktım...


Ve suçu kendime atacaktım beybi!!!


-----------------


Şöyle çok feci yakışıklı olsam veya para bende olsa da hayattaki tek derdim onu nereye harcayacağım olsa belki tüm bu yazdıklarım da dert olmayacaktı...

Çalışıp kazanmalı ama değil mi?
Tabii ya, her sahip olan kişi de çok çalışıp kazandığından o kadar kıymetini biliyordu zaten!



En güzeli, zamanımı güzel güzel katletmek ya.
En azından diğer pek çok zaman öldürme yönteminden daha az masraflı şeyler yapıyorum, kendi hatalarımı başkalarına yüklemeye çalışmıyorum, hatta başkalarının hatalarını da üstüme alarak vatana millete de hayırlı işler yapıyorum!


---------------------------



Yedek subay mı olacağım?
Hamsi kavağa çıkarsa neden olmasın!...


Evlenecek miyim?
Kurtlu bakla olduğumu onurlu bir şekilde kabul ettiğim zaman!...

Dünyaya karşı dimdik durup, hayat yolumda emin adımlarla yürüyecek miyim?
Üşeniyorum, o halde yarın...


------------------------------





0 Yormuyorum: