Bir Kişinin Bu Aralar Olan ve Bitenleri

  • Bir daha bu buz pateni denilen şeye ilişirsem üç olsun. Evet, üç! Daha düz yolda sendeleyen ben, ikidir arkadaş ısrarıyla gidiyorum, her gidişimde işlevsel olarak dakika başı ihtiyaç duyacağım bir uzvumu zedelemeden de dönmüyorum. Hayır her seferinde haftalar süren bir can acısı çekmek için üstüne para vermeye bu ısrar nedendir anlasam? Bir de demiyorlar mı ooo yaptın işte, aaa bak ne güzel oldu, ohoo kaç kere geldin sen buraya diye... Bir cacık olmuyor güzelim, kendimi kasmaktan kasıklarım ayrı, ben ayrı yönlere dağılıyoruz, size de gücenmeyin diye bir şey demiyorum. Sen de canım arkadaşım lütfen bir daha paten maten ısrar etme, icabında o parayı bana ver, ben evde kendi kendime kaşımı gözümü yararım :)

  • Bebek sahibi olan onlarca arkadaşıma biri daha eklendi. Cinsiyetini rüyamda görmüştüm zaten, biliyordum kız olacağını da, bilmemezlikten geldim, onlar bildirdi. Gel gelelim, ben bir ayrı sevindim bu bebeğe. Zaten düğünlerinde de ayrı bir sevinmiştim. Neden bilmiyorum, sanki benim kızım olmuş gibi sevinçliyim şu an. Allah analı-babalı büyütsün, bahtıyla güldürdürsün. Ve Umay, şimdiden aşık oldum sana, bilesin.

  • Kilo vermek ne güzel şey. Uzun süredir ya aslında sende boy olduğu için pek belli etmiyorsun diyerek beni teselli etmeye çalışan arkadaşlarıma rağmen, benim her aynaya bakmamda, her kemer takmamda, her yere eğilmemde tekrar ve tekrar karşılaştığım o yağlı gerçekti kilolar. Ayrıca devede de boy var ama hiç de zayıf göstermiyor bir kere, hıhh... Hasılı efendim, ne Sibel Can diyeti, ne fil diyeti, ne selülit (erkek adamda selülit olurmuymuşmu, onun da diyeti varmıymışmı?) diyeti, ne bilmemniyeti... Gırtlağı keseceksin aakideş. Ritmik yürüyeceksin, acıktıkça su içeceksin, akşam da bir tabak salatayla yetineceksin. Valla ben yaptım oldu, bir haftada 3 kilo verdim, üstüne bir de hafiften süzülmeye başladım, peh yahşı oldu. Yaşasın Fukara Mimmet Ağa Diyeti!

  • Elimde sihirli bir değnek olsaydı önce aftoz ülser adındaki zımbırtının bir tarafına değdirirdim. Ne illet, ne berbat ve ne bir o kadar da lanet birşeydir bu bea. Eskiden bir tanecik çıkar, efendi efendi ızdırabımı çeker, sonra üç-beş ay huzurlu huzurlu dolaşırdım. Anam şimdi biri bitiyor, üçü geliyor, en kısası bir ay sürer oldu. Birşey değil, o acıdan zaten rejim yapmaya gerek kalmıyor, istesem de yemek yiyemiyorum, nefes alırken bile bir işkence. İsviçreli tontonlar, bi el atın şunuma ya. Bak yine dilim değdi ufffffff, öl be, öl, die, dieeee!!!!
 
  • Bu Rusça olayı da burada biter, daha gitmem Moskova'ya. Türkçe okuyamaz, yazamaz ve dahi konuşamaz oldum. P harfi R oluyor, B harfi V oluyor, Я harfi Ya oluyor, C harfi S oluyor. Bunları zar zor belledim şimdi de Türkçesini unuttum V nasıl yazıyorduk, P şu muydu bu muydu... Dilimin de nevri döndü telaffuz edeceğim diye.. Krasnoznamyonnyj diye kelime mi olur lan? Аллах беланизи вермесин! (Allah belanızı vermesin!)

    • Bugün iki bin mirilyonuncu kere Bilmemnenet Televizyon Paketinden aradılar ve ben de iki bin mirilyon birinci kere ihtiyacımız olmadığını söyledim. Kampanyanın bu hafta sona ereceğini söylediklerinde üç yıldır hep aynı haftayı yaşıyor olduğumu sandım. Sonra bir Quantum fiziğine gitti aklım, bir de izafiyet teorisine. Zaman algımı yitirdiğimi düşünerek geçirdiğim zamanı agılayamadım. 
     
    • Issız Adam'ı izlememe yolundaki zorlu direnişim devam ediyor. Dünyada başka romantik film yokmuşçasına, Türkiye'de izlenecek, konuşulacak, eşe dosta tavsiye edilecek başk film kalmamışçasına herkes sürekli olarak izlemem konusunda ısrar ediyor. Ben de neden böyle bir yeminde bulundum bilmiyorum ama evleninceye kadar izlememe kararımı sürdürme inadındayım. Kim bilir belki de gelmiş geçmiş en aptalca film, en uyduruk, kaydırık film... Ama 20 kişi toplaşıp, beni de davet etmeksizin o filme gittiniz, sonra da "aaa abi ama kız arkadaşın yoktur diye gelmek istemeyeceğini düşündük ondan davet etmedik, yoksa biliyorsun..." gibisinden dünyanın en ucuz bahanesini öne sürdünüz ya... Evlenmeden izlemeyeceğim o filmi, sonunu söyleyenlerin de bilgisayarını formatlayacağım, DVD'sini cızacağım, kablosunu kopartacağım, bütün gece Teletubbies izlettireceğim, alayına isyanım ülen!

      • Hiç de öyle nekrofil bir yapım olmamakla birlikte, rüyalarım her geçen gün daha bir cesetli, daha bir kanlı revanlı temalara sahip olmaya devam ediyor. Dün arabasıyla göle düşmüş birini gördüm, adam şoför koltuğunda, emniyet kemeriyle bağlanmış koltuğa, sapsarı olmuş, eti butu sallanıyor. Bir de yatağıma uzanmışım, biri bana yüzülmüş insan derileri veriyor, ben de poşete dolduruyorum, üstünden kanlar akıyor falan. Korku filmi falan izlemem, böyle cesetli anılarım da yok hiç ama nereden geliyor bunlar bilmem. Nasıl bir manyağım ben acaba?

      • The Sims: Medieval bir yerden sonra bayıyor abi. Yani tamam, okey, ortaçağ konsepti süper, kılıç dövüşleri harika, RPG anlayışı fevkalade ama hep aynı haritada hep aynı sil baştan görevler... El mahkum oynayacağız tabii de, krallığı Çinçilla'lar istila etti diye her seferinde demirci ol, kapan yap, hep aynı adamla tekrar tanış, hep aynı sonu yaşa... Eh demirci dediğin zaten böyle izbandut gibi bir adam, o bile ne kadar dayanabilir ki bu rutine? Ayrıca sırf çiçek toplayarak bir din adamını 3 level yükseltebildim ki bunları yaparken "sordum sarı çiçeğe" ilahisini bile söyletme gereği duymadım. Heeeç gerşekşi deel... 
       
      • OTEP yine albüm çıkartıyor, hatta çıkartmıyor, kusuyor resmen. Sanki Smash The Control Machine'i yeterince sindirmişiz gibi, sanki yokmuşuz gibi, sanki yalanmışız gibi, sanki brutalmışız gibi... Review işini bir iki denemeden sonra anladığım üzre beceremiyorum, zaten ben Review yapmazsam hatrı kalacak bir sanatçı değil Otep. Neyse efendim 26.04.2011'de Atavist geliyor ve biz atalarımıza dönüyoruz, at sırtında yaldır yaldır yardırıyoruz...

      -------------------------

      P.S.
      P.S. nedir?
      Herşeyin harfler ve ifadelerden ibaret olduğu bir dünyada neyin scriptum, neyin post scriptum olduğuna kim karar verir?
      Ve şimdi tüm bunları irdelemek bana ne kazandırır, ne kaybettirir?

      Geçiniz...

      Bazen bazı durumlarda kendimi mi kandırıyorum, yoksa bu şey gerçekten böyle mi o kadar anlayamaz bir hale geliyorum ki, kendimi mi kandırıyorum yoksa bu şey gerçekten böyle mi hiç ama hiç anlayamıyorum.

      Bir bakıyorum herşey yolunda, bir sorun yok, ben bu işi kesinlikle yaparım... Bu gerçek birşey.

      Sonra bir daha bakıyorum, yolunda olan hiçbir şey yok, gırtlağıma kadar sorun içerisindeyim ve bu iş kesinlikle yapabileceğim birşey değil. Ve asıl gerçek bu!

      Öz güven meselesi midir değil midir bilmiyorum ama bazen birinin beni birşeyler yapmaya zorlaması gerektiğini düşünüyorum. Hatta sadece bazen değil, herzen, hepzen. Emrivaki yapılmasından nefret ederim ama dikkat ettim de çoğu işi de emrivaki olmadan yapmıyor gibiyim.
      Kafam çok karışık, aşırı derecede karışık, haddinden çok daha fazla karışık. Tam olarak ne istediğim ve ne istemediğim konusunda en ufak bir fikrim yok. Hatta hayal ederken bile şüphe içerisindeyim, yav acaba doğru hayal mi kuruyorum, olur mu ki böyle şey mi ki???
      Her zaman yaptığım gibi bunu da aşka sevdaya bağlayarak kurtarmaya çalışsam tutar mı acaba?

      Yoksa bu da mı kendimi kandırma yöntemlerimden biri?

      Yani o kadar inanıyorum ki, bir yerden sonra bu inancımı hiç yeniden tartma ihtiyacı da hissetmedim, ne zaman bir acaba gelse daha çok bağlandım, artık inanıyor muyum, kendimi mi kandırıyorum anlayamaz hale geldim...

      Haydi adetimdir,
      Bu zırvamı da burada bir sonuca bağlayamadan bitirirken,
      siz yine sevgiyle kalın,
      yine bahar tomurcukları açsın,
      taze sabah meltemleri şebnemlendirsin oralarımızı buralarımızı.
      (^_^)

      -------------------------

       
      Alice : Buradan gitmek için hangi yolu izlemem gerekiyor?
      Sırıtık Kedi : Bu nereye gitmek istediğine bağlı.
      Alice : Neresi olduğu farketmez, yeter ki buradan gideyim!
      Sırıtık Kedi : O zaman hangi yoldan gittiğinin de bir önemi yok.
      Alice : Fakat sonunda bir yere varmalı.
      Sırıtık Kedi : Her yol bir yere varır, eğer yeterince uzun yürürsen…

      0 Yormuyorum: